Yerin Kulağı

Eylül 4, 2021
Posted in Mağara
Eylül 4, 2021 kadirxyilmaz

Dağlı Kuylucu, nam-ı diğer “Yerin Kulağı.”

Dağlı Kuylucu, Yerin Kulağı benzetmesini 40 metreye 80 metre ve bunu 80 metre boyunca koruyan görkemli ağız genişliğinden almıştır. Bu özelliğiyle şu ana kadar keşfedilmiş Türkiye’nin en geniş ağızlı dikey mağarasıdır. 190 metre derinliğinde ve hala aktif olan Dağlı Kuylucu, Kastamonu Şenpazar ilçesinin Dağlı Köyü yakınlarındadır. Harmangeriş ile Dağlı Köyleri arasındaki yol üzerinde bulunan Loç Vadisi tabelasını takip ederek, Dağlı Kuylucu ayrımını geçtikten sonra kamp alanına ve devamında mağaraya ulaşabilirsiniz.

Dağlı Kuylucu’nun keşif hikayesi yaklaşık 30 sene öncesine dayanmaktadır. Atlas Dergisi’ne 90’lı yılların başında yapılan bir ihbar sonucu Cemal Gülas tarafından ilk iniş yapılmış ve  ilerleyen zamanda  BÜMAK (Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü) tarafından araştırılmıştır. Çok geçmeden Atlas Dergisi’nin ocak 1994’teki 10. sayısına kapak olan mağara ile ilgili detaylı bilgilere yer verilmiştir. Yaklaşık 7 ay sonra Temmuz 1994’te BÜMAK tarafından Dağlı Kuylucu haritalandırılmıştır. Atlas Dergisi’ne kapak olduktan sonra ismi duyulan Dağlı Kuylucu mağaracılar tarafından çok sık ziyaret edilen bir yer haline gelmiştir.

İlk defa Dağlı Kuylucu’nun fantastik dünyasına giriyorsanız bu muazzam doğa harikasının içinde aklınıza şu sorular gelebilir.
Peki bu devasa sistem ne kadar sürede ve nasıl oluştu?

Dağlı Kuylucu’nun bulunduğu konum bundan 200 ila 65 milyon yıl öncesine kadar Tetis Denizi altındaydı. Milyon yıllar içerisinde bu konum sıkışıp kıvrıldı ve en sonunda taşlaşıp “Batı Karadeniz Karstı” oluştu. Diğer ve bilinen adıyla Küre Dağları. 2000 yılında milli park ilan edilen Küre Dağları Bartın ve Kastamonu il sınırları içerisinde kuş uçuşu olarak yaklaşık 300 km’lik bir alanı kapladı. O zamanlardaki denizin dibinde biriken tortular bu muazzam kireç taşı alanını oluşturdu. Kireç taşı ise, su geçiren bir yapıya sahip olması sebebiyle üzerine düşen suyun bir bölümüyle yer altının derinliklerine doğru seyahat eder. Bu seyahat sırasında kireç taşının bir kısmı eriyerek suya karışır. Kireç taşı, su ve tektonik hareketler bir araya gelerek Dağlı Kuylucu sistemini oluşturmaya başladı. BÜMAK tarafından özel olarak Dağlı sisteminin oluşumu ile ilgili birkaç varsayımdan bahsedilmektedir. En eski zamanlarında oldukça küçük sayılabilecek havzanın suyunu toplayan Cık Deliği; suyun yıllar süren sabrı ve tektonik hareketler sonucu kendisini besleyen derenin sularından uzak kalmıştır. Dere ise suyunu ana kola ulaştırabilmek için aşındırarak Sulu Kolu oluşturmaya başlamıştır. Ana Kol ise kesin olarak bir çöküntü dolinidir. Bu çöküntülerin başlıca sebebinin yer altı sularının aşındırma ve taşıma ile alttaki zemini değiştirmesi olduğu söylenebilir. Bunun yanında hacmin genişliği aşağıda önemli sayılabilecek bir yer altı su havzasına doğru ilerlendiğini düşündürmektedir. Ana Kol’un bitimindeki çarşak ve sifon benzeri oluşumlar ile mağarada yatay olarak bulunan bölümler bu varsayımı destekler niteliktedir. Mağaranın ağzı ise örtülü kalker tabaka içinde büyük bir çöküntü görünümündedir.

Dağlı Kuylucu’nun bir de Cık Deliği vardır. Keşfinde, yatay bir mağara olduğu zannedilen bu delik ilginç bir şekilde mağara sisteminin en derin, en uzun ve de en önemli parçası olmuştur. Cık Deliği şu anda tamamen fosilleşmiş durumdadır. Tavandan sızan çok az miktardaki suyun dışında hiç su yoktur. Yarı kuru bir mağara diyebiliriz. Sulu Kol’da yağmurla birlikte meydana gelen su yükselmesi anında dahi, içeriye su girmemektedir. Neredeyse tabanın tamamı çamur ile kaplıdır. Bu çamur için en doğru benzetme bot mezarlığıdır. Bazı noktalarda kalın çamur tabakası botunuzu ayağınızdan çıkarabilecek kadar güçlüdür. İsmini de vıcık vıcık çamur olmasından dolayı vıcık kelimesinden almıştır. Mayıs 1995’te BÜMAK tarafından haritalandırılmış ve derinliği 279 metre, uzunluğu ise 445 metredir.

Mağara, ormanın kendi içinde sakladığı bir hazine gibidir ve bu hazinenin şu anki yapısından bahsetmek gerekirse; orman içinden doğan bir dere kamp alanının yanından geçerek, kısa bir kanyona ulaşır. Bu kanyondan geçerek Cık Deliği’nin önünden Dağlı Kuylucu’nun Sulu Kol bağlantısına dökülür. Bu Sulu Kol bağlantısı ise 50 metreden şelale olarak Dağlı Kuylucu’nun içine dökülür ve 80 metrede büyük gölü oluşturur. Büyük gölden taşan sular 20 metre boyunca küçük göletler halinde ilerler ve sonunda 90 metre şelale olarak mağaranın dibine yığıntı kayalara ulaşır. Dibe ulaşan su yer altına sızarak bilinmezliğe doğru ilerler.

Düşüncelerimizdeki mağara görüntüsü genelde mutlak karanlığın olduğu, ışığınızın aydınlattığı kadarının göründüğü, dar, ilkel korkuların yaşandığı, soğuk, çamurlu, nemli ve sanki dünyamıza ait olmayan muhteşem yerler gibidir. Dağlı Kuylucu ise bu genellemenin biraz dışında diyebiliriz. Geniş ağız yapısından dolayı gün ışığını alabilmesi ve özellikle gündüzleri ilk 80 metreyi kafa fenerinizi açmadan net bir şekilde görmek büyüleyici bir duygudur. Etrafınızda akan yüksek şelaleler, suyun serpintisi, uçan kuşlar, kayalardan fışkıran ağaçlar, yosun kaplı yüzeyler ve devasa boşluk hissi kısacası kendinizi doğada çekilen bir bilim kurgu filminde hissedebilirsiniz. İniş sırasında arkanızdaki devasa boşluğa baktığınızda ise Dağlı duygu ve hormon kokteyli yaşatacaktır. Bu kokteylinin içinde korku, adrenalin, zevk, saygı, hayranlık ve mücadele vardır.

Dağlı Kuylucu 4 mevsim mağaracılar tarafından ziyaret edilmektedir. Geniş ağızdan dolayı su engelleyici olmamaktadır. Özellikle kış aylarında ilk 100 metresi oldukça soğuk olmaktadır. Büyük Göl’ün etrafı ise oldukça rüzgarlıdır. Bölgenin yaz aylarında bile nemli olması mağara çevresi ve mağara içinde her kayayı oldukça kaygan yapmakta ve çok dikkatli olunmalıdır. Ve en önemlisi TÜMAF’a (Türkiye Mağaracılık Federasyonu) bağlı bir kuruluştan eğitim almadan asla mağaraya girilmemelidir.

Türkiye Mağaracılık Federasyonu’na Bağlı Dernek ve Kulüpler
Dernekler
Boğaziçi Uluslararası Mağara Araştırma Derneği (BUMAD) – İstanbul
Ege Mağara Araştırma ve Koruma Derneği (EGEMAK) – İzmir
Eskişehir Mağara Araştırma Derneği (ESMAD) – Eskişehir
İzmir Mağara Araştırma Derneği (İZMAD) – İzmir
Mağara Araştırma Derneği (MAD) – Ankara
Mağara Araştırma Derneği / Bursa Şubesi (MAD Bursa) – Bursa
Toros Antalya Mağara Araştırma ve Koruma Derneği (TAMAK) – Antalya
Anadolu Speleoloji Grubu Derneği (ASPEG) – İstanbul

Üniversite Kulüpleri (Danışma Kurulu)
Akdeniz Üniversitesi Mağara Araştırmaları Topluluğu (AKÜMAK) – Antalya
Anadolu Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü (ANADOSK) – Ankara
Ankara Üniversitesi Mağara Araştırma Birimi  (ANÜMAT) – Ankara
Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (BÜMAK) – İstanbul
Dokuz Eylül Üniversitesi Mağara Araştırma Kolu (DEUMAK) – İzmir
Ege Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (EMAK) – İzmir
Hacettepe Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (HÜMAK) – Ankara
İstanbul Teknik Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (İTÜMAK) – İstanbul
Uludağ Üniversitesi Mağara Araştırmaları Spor Topluluğu (UMAST) – Bursa

Tüm sportif, bilimsel ve teknik bilgileri yanı sıra Dağlı Kuylucu’nun bir efsanesi de vardır. İnanışa göre mağaranın içinde bir kız yaşıyor ve mağaraya yaklaşan genç erkekleri sesiyle büyüleyip mağaraya çektiği rivayet ediliyor. Bu yüzden çevre köylerde oturan genç erkekler mağaraya pek yaklaşmamaktadır. Genellikle mağara ile kanyon içinde devamlı ve aynı şiddette akan suyun sesi yankı yapmakta ve bir süre yankı şarkı söyleyen kadın veya tanıdığınız birinin sesine benzemektedir.

Dağlı Kuylucu her mağara sporcusunun hayatında en az 1 kez görmesi gereken özel bir yerdir. Son olarak bir mağaracı atasözü der ki; “Zamandan başka bir şey öldürme! Ayak izinden başka bir şey bırakma! Fotoğraftan başka bir şey çıkarma!”

, , , , , , ,

kadirxyilmaz

1987 İstanbul doğumluyum. Şehir merkezinde doğup büyümüş pek çok kişi gibi, gerek yaşadığım il çevresinde, gerekse yurt içi ve yurt dışında doğada yapılan tüm sporları merak ve ilgi ile takip etmişimdir. Bu merak ve ilginin temelini “Doğa ve Doğada Yaşam” sevgisi oluşturmaktadır. 2013 yılında kanyonlarla tanıştıktan sonra, yaşadığım heyecanı yıllar içinde kaybetmeden kanyon sporunu hayatımın merkezine koydum. Gerek almış olduğum temel kanyon sporu eğitimi, gerekse “V7 Canyoning Academy” online kanyon sporu kurslarına katılıp ve kanyon geçişleri sırasında uygulayarak tecrübe ettiğim tüm bilgilerilerin ışığında kanyon sporu eğitimi verip, kanyon geçişlerinde rehberlik yapmaya başladım. Böylece, keyif ile gerçekleştirdiğim bu hobiyi meslek haline getirip yaşamımda vazgeçemeyeceğim bir sayfa açmış oldum. Kanyon sporu eğitmenliğine paralel olarak teknik bir profesyonel iş dalında da ilerleme kararımdan sonra, “IRATA” eğitimini başarıyla tamamladım ve L1 iple erişim teknisyeni oldum.
benibul

Beni Bul

İple erişim hizmetleri, kanyon sporu eğitimi ve kanyon geçişleri için iletişime geçip, detaylı bilgi alabilirsin.

Telefon & WhatsApp: +90 (553) 665 44 26

Projeniz İle İlgili Problemleri Çözelim

Standart veya geleneksel yöntemler ile yapılamayan ya da astronomik maliyeti yüzünden çözülemeyen problemlerinizi iple erişim tekniklerini kullanarak çözüyor ve böylece işiniz planladığınız zaman içerisinde tamamlanmış oluyor.

Kanyon Sporu Eğitimi İle Hayallerine Ulaş

Kanyon sporu her geçen gün gelişmekte ve eğitimler bu doğrultuda güncellenmektedir. Kanyonların keşfini, boltlamasını, teknik raporunu ve haritalandırmasını yaparak tutkulu bir kanyon sporcusu olabilirsin!

Butik Kanyon Geçişleri İle Maceraya Katıl

Tadı damağınızda kalacak kanyon geçişlerine hazır olun! Kuru ve sulu kanyonları geçerek hayatınıza yeni bir bakış açısı katın ve ekip ruhunu yakalayın. Disiplin ve eğlencenin başrolde olduğu kanyon geçişleri seni bekliyor.

benibul