Yapay Duvarın Yıldızı

Mayıs 21, 2021
Posted in Röportaj
Mayıs 21, 2021 kadirxyilmaz

Zeka, Teknik ve Güç “Hazal ÖZTÜRK” Röportajı

Merhaba Hazal, seni tanımayan okurlarımız için kendini tanıtır mısın?
28 Ağustos 1995 Antalya doğumluyum. Öğrenim hayatımın lise sona kadar olan kısmı Antalya da geçti. Resme olan ilgim ve yeteneğimden ötürü güzel sanatlar lisesi resim bölümü okuyup, üniversitede de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü bitirdim. Şu anda resim öğretmenliği yapıp beraberinde tırmanış sporu yapmaktayım.

Tırmanışa ne zaman, nasıl ve nerede başladın?
Tırmanışa başlama hikayem biraz tesadüf oldu diyebilirim. Önceden bildiğim hayranlık duyduğum bir spor değildi. Tesadüfün bulup tutkunu haline geldiğim bir spor oldu. Hikaye şöyle; Antalya’da doğup büyüdüğümü söylemiştim. İstanbul’da üniversite kazanınca 2013 yılında İstanbul’a yerleştim. Haziran 2015’te her yaz olduğu gibi o yazda tatil için Antalya’ya gidecektim. Bu sefer tatil planım kum, güneş ve deniz üçlüsünden farklı olarak bir arkadaş grubu ile birlikte kamp yaparak geçirmeyi tercih ettim. Kamp alanımız Geyik Bayırı Köyü’ydü. Antalyalı olmama rağmen Geyik Bayırı diye bir köyün varlığından ve muhteşem tabiatından daha yeni haberdar olmuştum. Kamp planımızı Geyik Bayırı Köyün’de gerçekleştirmek için yola koyulduk. Yolculuk sırasında o anda stresli gelen ama sonradan düşündükçe çok keyif aldığım bir sürü macera yaşadık diyebilirim. Köye ulaşım sorununun olması bizimle aynı problemi yaşayan bir kaya tırmanıcısıyla tanışmamı sağladı. Benim tırmanışla tanışma anım tam da bu nokta da başladı. Köye birlikte otostop çekerek gittik. Yol boyunca tırmanıştan ve Geyik Bayırı Tırmanış Bahçesi’nin bu spor için elverişli doğasından bahsetti.

Anlattıklarını aklımda canlandıramıyordum çünkü o zamana kadar duyup bilmediğim bir spordu. Herhalde dağcılık benzeri bir spordu diye düşünüyordum. Köye girdiğimizde bize tırmanış yapılan sektörlerin bazılarını gösterdi. Üşenmeden sorduğum her soruya cevap veriyordu ve çok heyecanlanmıştım. Bunu İstanbul’da yapabileceğimiz bir yer olup olmadığını sorduğumda, Ballıkayalar Tabiat Parkından bahsetti.

Sonra ekledi; ama burası şehre uzak bir yer olduğu için İstanbul’da tırmanış salonlarında antrenmanlarımızı yapıyoruz ve hafta sonları ise fırsat buldukça arkadaş grupları ya da kulüpler ile birlikte kaya tırmanışına gidiyoruz.

Eve döndüğümüzde yaptığımız ilk iş, İstanbul’da bulunan yapay tırmanış duvarlarını araştırmak oldu. Sonra araştırırken öğrendim ki bu salonların çoğu, kısa tırmanış duvarına sahip salonlarmış. Yani yaklaşık 4 – 4.5 metre civarı. Bu da kendi başına “Bouldering” denen bir tırmanış disipliniymiş. Malzeme olarak tırmanış ayakkabın ve magnezyum tozun yeterli oluyor. Emniyet olarak ise crashpad denilen içi dolgulu minderler kullanılıyor. Uzun duvar tırmanışına (spor tırmanış) göre, biraz daha az dayanıklılık gerektiren, daha sert rotaların yapıldığı, patlayıcı kuvvetin daha ön planda olduğu hem kaya da tırmanılan hem de yapay duvarda tırmanılan bir disiplin türü. Bouldering araştırmalarım sonucu ulaşımıma en yakın salon olan Kadıköy’de ki, Boulder İstanbul Tırmanış Salonu’nda başladım. Ve hala büyük bir keyif ile tırmanıyorum. Söylemeden geçemeyeceğim, gerçekten çok keyifli vakitler geçirebileceğiniz, güzel insanların tırmandığı, her dereceden sayısız rotanın bulunduğu, Kadıköy’ün merkezinde sevimli bir salon diyebilirim.

Bir tırmanış günün nasıl geçiyor?
Tırmanış antrenmanıma başlamadan önce, kendimi hep mental olarak hazır hissetmek isterim. Plan ve programım önceden tasarlanmış şekilde antrenmanıma başlamak bana kendimi hem çok iyi hissettirir, hem de daha verimli ve dolu bir tırmanış günü geçirmemi sağlar. Bu da spordan beklediğim karşılığı almamı biraz daha hızlandırır. Tırmanış günümü doğaçlama geçirmek pek istemediğim bir durum. Doğaçlama günlerin bendeki mental dönüşü genelde antrenman yapmamışım gibi suçluluk duygusuyla dolu geçen bir gün oluyor. Yani öncesinde yapacaklarımı planlayıp, sonra bu planlara zihinsel olarak kendimi hazırlayıp, daha sonrada elimden gelen en verimli tırmanış antrenmanımı yapmaya çalışıyorum. Tabi bazen çok fazla disiplin ve sistematik antrenman da insan psikolojisini ve fizyolojisini olumsuz etkileyebiliyor. Zaten bu durum antrenmandan alacağın verimi neredeyse sıfıra indiriyor. Bu yüzden bedenimizi ve ruhumuzu dinlemek bence en doğru gelişme metodu. Edindiğim tecrübeler doğrultusunda yapmaya çalıştığım en doğru metot kendimi dinlemek.

Sence iyi bir tırmanıcı olmak için, çalışmak mı, yoksa yetenekli olmak mı?

Bu soru hem tırmanış ve hem de resim için çok sık soruluyor. Resim için dediğim şey şu; evet yetenek diye bir şeyin varlığı inkar edilemez ama çalışılıp üzerine gidilmeyen bir yetenek, kendini belli bir noktaya kadar var edebilir. Sonrası yolun tıkanmasıyla sonuçlanır. Tırmanış içinde bence bu böyle, doğuştan gelen bizi diğer insanlardan farklı kılan birtakım özelliklere sahip olabiliriz. Bunlar hem bilinç hem de fiziki yeterlilik noktasında diğer sporculardan bizi birkaç adım önde kılabilir. Ama her işin doğasında olduğu gibi bu işinde doğasında yoğun mesailer harcayarak çalışmak var. Yetenek sadece bir araç. Onu işleyip değerlendirmek ve var olandan daha iyisine ulaşmak bizim elimizde.

Ayakkabı seçiminde nelere dikkat ediyorsun?
Genellikle, kendi ayak numaramdan birkaç numara daha küçük almayı tercih ediyorum. Bunun sebebi ayakkabının ayağı mı daha iyi kavraması. Tabi bu modelden modele göre de değişebilen bir durum. Yani ayakkabı kalıbının küçüklüğü, büyüklüğü, darlığı ve genişliği bu seçimi yapmanızdaki sebeptir. Ayakkabının ayağımı olabildiğince iyi kavrayıp sarması benim için önemli. Birde burun ve topuk kısmının, ayak yapıma uygun olması. Ayak yapımıza uygun seçilen bir ayakkabı sayesinde özellikle, burun takma ve topuk takma dediğimiz tekniklerde bunun artısını görebiliyoruz.

Rol model aldığın bir sporcu var mı?
Tırmanmaya yeni başladığım sıralarda bu sporun başarılı sporcularını merak edip, fırsat buldukça araştırmaya koyuluyordum. Örnek aldığım sporcunun yarışmalarını izleyip, başarılarını ve gelişim süreçlerini takip ediyordum. Sonrasında deli gibi motive olup, ertesi gün tırmanmak ve gördüklerimin 10 da 1’ini bile uygulayabilmek için heyecandan geceyi zor çıkarıyordum.  Tırmanış konusunda edindiği başarılardan, bouldering disiplinine olan katkılarından ve kariyerinden ötürü adını sıkça duyduğum ve etkilendiğim, Amerikalı kadın tırmanıcı Alex Puccio olmuştu. Özellikle onun bir kadın sporcu olarak, bu denli kuvvetli olabilmesine hayran kalmıştım. Onun kadar kuvvetlenip bu kuvvetimi tırmanışıma aktarabilmeyi istedim hep. Kuvvetin sadece erkeğe özgü bir özellik olmadığının ve bir kadın olarak nelerin başarılabileceğinin kanıtıydı benim için Puccio. Bu yüzden beni bu konuda motive eden önemli sporculardan ve aynı zamanda rol modelim de diyebilirim.

Antrenörün var mı ve antrenman programı uyguluyor musun? Günde kaç saat ne tarz çalışmalar yapıyorsun?
2016 – 2019 yılları arasında antrenörüm olmadan, kendi antrenmanlarımı planlayarak tırmanış antrenmanlarımı yaptım. 2020 yılında benden desteğini esirgemeyen, sporcu dostu Boulderhane Tırmanış Salonu ekibi ile birlikte, onların antrenörlüğünde ve bana hazırladıkları program eşliğinde kısa bir süre çalışma fırsatım oldu. Daha sonra tekrar kendi planlamalarımı kendim yapmaya başladım. İsmi geçmişken bu salon ve sahiplerinden kısaca bahsetmek istiyorum. Boulderhane, Türkiye’nin en kaliteli ve profesyonel salonlarından birisi. Her bir köşesinde büyük emek var. Tırmanış sporuna ve sporcusuna olan katkıları gerçekten çok büyük. Salonda başlangıç seviyesinden ileri seviyelere kadar, bir dünya rota mevcut. Atmosfer harika, içeride sıkılmadan saatlerce antrenman yapabilirsiniz. Özellikle tırmanışta profesyonelleşme anlamında adım atmak istiyorsanız, bu salon bunun için gerçekten ideal. Böyle insanlarla ve böyle bir salonda antrenman yapabilme fırsatı yakaladığım için şanslı hissediyorum. Şiddetle tavsiye edilir!
Diğer yandan beni bıraksalar saatlerce tırmanabilirim, ama bu çokta doğru bir şey değil. Kendini gereksiz tüketiyorsun bir yerden sonra. Bu yüzden antrenmanlarımı en fazla 2 saat olacak şekilde kısıtlıyorum. Her tırmanıcının yapması gerektiği gibi bende parmaklarımı güçlendirmek için, finger board antrenmanları, vücudumu güçlendirmek için fitness antrenmanları ve zaman zaman da koşu antrenmanları yapıyorum.

Tırmanırken seni en çok zorlayan şey nedir ve bu zorluğun üstesinden nasıl geliyorsun?
Tekrara düşmek diyebilirim. Kendi rotalarını kendin yaptığın zaman çoğunlukla aynı şeyleri tekrar edebiliyorsun. Farkında olmadan iyi olduğun yönünle ilgili rotalar yapıp kolaylıkla çıkıyorsun. Bir rotayı çıkabilmek gerçekten keyif verici ve iyi hissettiren bir durum. Bu sırada keyfimiz yerinde ama geliştirmen gereken kötü olduğun noktaları geliştirecek rotalar yapmayı boşluyorsun. Bu durumu belirli bir seviyeye gelmiş çoğu tırmanıcı yaşıyordur diye düşünüyorum. Ben bu problemi aşabilmek için olabildiğince farklı salonlara gidip, farklı stillerde rotalar denemeye gayret ediyorum. Nasıl olsa İstanbul’da 3 tane, bol çeşitli rotanın olduğu, iyi rota yapıcıların rota yaptığı salon var. BoulderhaneDuvar X ve Boulder İstanbul. Bu salonların çeşitlilik konusunda ki olanaklarını kullanmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Kadın bir sporcu olarak iş, eğitim ve özel hayat tırmanış sporu ile nasıl ilerliyor?
Öğrenciyken daha kolaydı sanırım. Şuan da okulum bitti ve hepimizin de bildiği üzere Türkiye koşullarında, sanattan da, spordan da bir gelir elde etmek olabildiğince zor. Bu kaygılarımla beraber, elimden geldiğince sanatımı, sporumu, işimi ve özel hayatımı bir arada götürmeye çalışıyorum.

Katıldığın yarışmalarda elde ettiğin dereceler nelerdir?
* Vücut Geliştirme Fitness ve Bilek Güreşi Federasyonu
Mart 2020 Online Pull Up Yarışması
Derece: 1
* TED Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü
Mart 2020 TED Boulder Cup 3
Derece: 2

* Boulderhane
Kasım 2019 La Sportiva Beta Master Ligi Şampiyonası
Derece: 1

* Türkiye Dağcılık Federasyonu
Kasım 2019 Spor Tırmanış Hız Türkiye Şampiyonası
Derece: 1

* Boulderhane
Temmuz 2019 La Sportiva Beta Master Ligi 1. Etap
Derece: 1
* Boulderhane
Ağustos 2019 La Sportiva Beta Master Ligi 2. Etap
Derece: 1
* Boulderhane
Eylül 2019 La Sportiva Beta Master Ligi 3. Etap
Derece: 1
* Duvar X
Eylül 2019 Duvar X Yaz Bouldering Ligi Şampiyonası
Derece: 2
* Duvar X
Haziran 2019 Duvar X Yaz Bouldering Ligi 1. Etap
Derece: 1
* Duvar X
Temmuz 2019 Duvar X Yaz Bouldering Ligi 2. Etap
Derece: 1
* Duvar X
Ağustos 2019 Duvar X Yaz Bouldering Ligi 3. Etap
Derece: 1
* Türkiye Dağcılık Federasyonu
Mayıs 2019 Olimpik Kombine Şampiyonası (Lider, Hız, Boulder)
Derece: 1
* Türkiye Dağcılık Federasyonu
Mart 2019 Türkiye Boulder Şampiyonası
Derece: 2
* İnegöl Belediyesi
Ocak 2018 Dostum Boulder Yarışması
Derece: 6
* Türkiye Dağcılık Federasyonu
Şubat 2018 Türkiye Boulder Şampiyonası 1. Ayak
Derece: 6
* Türkiye Dağcılık Federasyonu
Mart 2018 Türkiye Boulder Şampiyonası 2. Ayak
Derece: 5
* TED Tenis Eskrim Dağcılık Spor Kulübü
Mart 2016 TED Boulder Cup 2

Derece: 1

Spor hayatında ne tür zorluklarla karşılaşıyorsun?

Çoğu sporcunun ve Türkiye’de yaşayan çoğu tırmanıcının yaşadığını düşündüğüm zorluklar aslında. Maddi zorluklar, tırmanış sporunun bu ülkede henüz yeteri kadar bilinmiyor olması ve insanların sporu henüz bir meslek olarak görmeyip değersizleştirmesi başlıca zorluklar diyebilirim.

Bir boulder problemi karşısında nasıl ilerleyeceğini düşünürken sanatçı kişiliğin yardımcı oluyor mu?
Yapamayıp da yapmak istediğim ya da duvarda gözüme kestirip yapmayı düşündüğüm bütün rotaları, zihnime kaydedip günlerce zihnimde canlandırıp, rotalara farklı farklı teknikler uygulayıp çıkabiliyorum. Bu sanatçı kişilikle çok ilgili olmasa da, görsel zekanın etkili olduğu bir durum olabilir diye düşünüyorum.

Zor olduğunu düşündüğün veya tamamlayamadığın bir rotayı daha sonra tamamladığın oldu mu? Rotayı tamamlamak nasıl hissettirdi?

Tabi ki de oldu. Bu çok büyük bir mutluluk ve çıkmak istediğim sonraki rotalar için motive olma sebebi benim için.

Bulunduğun seviyeye gelmenin bir serüveni var ve nelerden fedakarlık ettin?
Sanırım en büyük fedakarlığım daha fazla ve daha iyi tırmanabilmek uğruna okulumu boşlamam oldu. Bunun için çok pişman oldum, çünkü aslında okulumu ihmal etmeden beraberinde de yürütebilirdim sporumu. Bu şekilde okulum zamanında biter ve bende ekonomik özgürlüğümü daha erken elime almış olurdum. Bu sayede çok sevdiğim tırmanış sporunu da daha kolay finanse edebilirdim. Neyse yine de hiçbir şey için geç değil…

Hedeflerin arasında farklı tür tırmanış disiplinlerinde tırmanmak var mı?
Ben çoğunlukla lider tırmanıştan uzak durmuş bir tırmanıcıyım. Bouldering varken lider bana çok ilgi çekici gelmiyordu açıkçası. Ama bu konuyla ilgili düşüncelerim bir süredir değişmiş durumda. Lider disiplininde de tırmanmak ve limitimi zorlamak istiyorum.

Yapay duvar bunun özel bir nedeni var mı?
Sanırım tırmanışa en başta yapay duvar üzerinde başlamam bu konuda ki en büyük etken diyebilirim. Alışkanlıklarımdan kopmak biraz zor oluyor ama kopmak istediğimi de söylesem yalan olur. Yapay duvarın pratikliğini seviyorum. Salonlar elimizin altında, bir ayakkabı ve bir toz torbası yapay duvarda tırmanmana yetiyor. Sürekli doğaya gidip gerçek kayayı tutabilmek bizler için zor. Ekstra bir işinin gücünün olmaması gerekiyor, sadece sporunla ilgileniyor ve bu sporla kendini finanse edebiliyor olman gerek. Yani çoğunlukla bu durum biz Türkiye’de ki profesyonel ya da amatör tırmanıcılar için bu şekilde ilerliyor bu yüzden, hafta sonları veya tatil günlerimiz ne zamansa fırsat buldukça o zamanlar gidip kaya tırmanışı yapmaya çalışıyoruz. Diğer yandan yarışmacı bir tırmanıcı olmamın da bununla ilgisi var sonuçta resmi yarışmalar ve çoğu özel yarışmalar yapay duvarda yapılıyor. Bu yüzden yapay duvarda antrenmanlarımı yapmak bana daha mantıklı geliyor. Tabi bu sebeplerin haricinde yapay duvara karşı içimde tükenmeyen bir sevgi ve ilgi olduğunda söylemem gerek.

Tırmanışta kendini nasıl motive ediyorsun?
İsteklerimi ve hedeflerimi hep canlı tutmaya çalışıyorum. Neyi neden istediğimi, nelerin üstesinden geldiğimi ve daha neleri yapabileceğimi sürekli olarak kendime hatırlatıyorum. Yapabileceklerimin sınırının olmadığını biliyorum.

Milli takımda yer almak gibi bir hayalin var mı?

Elbette var. Bunun için gerçekten çabaladım fakat bütün dünyayı saran bu talihsiz hastalık nedeniyle o işlerde sekteye uğradı maalesef. Yoksa bu yıl milli takım kamplarına katılmaya hak kazanmıştım.

La Sportiva Beta Masters League yarışmasının Boulderhane’de düzenlenen 3 etabında da 1. oldun ve süreçten bahseder misin?
Bu gerçekten her anlamda çok keyifli ve kaliteli bir yaz ligiydi. Etapların hepsinde olabildiğince çok rota tırmanmaya çalıştım ve olabildiğince ilk seferde çıkmaya çalıştım. Buna “flaş” diyoruz. Ne kadar çok flaş sayısı ve fazla rota o kadar çok puan anlamına geliyordu. Bunlara dikkat ederek hem sıralamada birinciliğe yerleştim hem de olabildiğince çok rota deneyip vücuduma yeni bir sürü hareket kazandırdım. Bu gerçekten tırmanış gelişimime çok katkı sağladığını düşündüğüm bir yarışma süreciydi. Etaplardan sonra yarı final ve finalde de birinci olmam ayrı bir gurur ve mutluluktu benim için.

Ülkemizdeki tırmanış yarışmalarının gelişimini ve şuan ki durumunu değerlendirirsen, neler söylemek istersiniz?

Şuan da ülkemizde bu anlamda çok güzel adımlar atılmakta. Özel tırmanış salonları hiçbir masraftan kaçınmadan canla başla çalışarak, gerçekten çok kaliteli ve neredeyse eksiksiz organizasyonlar düzenlemeye çalışıyorlar. Bunların başında TED Boulder Cup (TED Spor Eskrim Dağcılık Kulübü), La Sportiva Beta Masters League (Boulderhane) ve Duvar X Yaz Ligi (Duvar X) geliyor. Çıtayı çok yükseğe taşıdılar. Yurt dışından rota yapıcı getirmeler, her etapta sayısız hediye dağıtmalar ve daha bir sürü şey… En güzeli de biz tırmanış severleri bir araya toplayıp, bu yarışmalar sayesinde motive etmeleri ve bize sınırsız rota deneyebilme imkanı sunmaları. Ben kendi adıma yapılan bu organizasyonlardan çok memnunum. Umarım bu güzel organizasyonlar hak ettiği değeri bulup destek görebilirler. Bizlerde tırmanışla kalmaya devam ederiz…

Katıldığın yarışmalardaki rotaları beğeniyor musun?

Beğendiğimde oluyor beğenmediğimde. Ama tabi rota yapıcılarımızında elindeki imkanlarla yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalıştığına eminim.

Tırmanışa yeni başlayanlara tavsiyede bulunmak isteseydin, neler söylerdin?
Gözlemlediğim kadarıyla tırmanmaya yeni başlayan insanlar, tırmanışın çok kısa sürede sonuç vermesini bekliyor ve bu durum  böyle sonuçlanmayınca haliyle hayal kırıklığına uğrayıp bir iki hafta içerisinde bırakıyorlar. Benim tavsiyem pes etmeyip devam etmeleri yönünde. Biliyoruz ki hayatta hiçbir kazanım meşakkatsiz değil. Biraz üzerine gidersek eğer, meyveleri topladığımız zamanı görmemiz çok yakın. Bu yüzden devam!

2019 İzmir B,L,S yarışmasında şampiyon oldun nasıl bir deneyimdi?

Çok zorlayıcı bir deneyimdi demem yerinde olur. Çünkü bende dahil oradaki hiçbir yarışmacı arkadaşım hayatında 3 disiplinde birden yarışmamıştı. Hepimiz çok heyecanlıydık. Yorgunluk hat safhadaydı. Bir disiplinden çıkıp diğer disipline giriyorduk. Güçlü rakipler vardı. Herkes kazanmak için elinden geleni yapıyordu. Sonuç olarak 3 disiplinin ortalaması alındığında, birincilik kürsüsüne yerleşmiş oldum. Bu Türkiye’de yapılmış ilk kombine şampiyonasıydı ve bende ilk kadın kombine şampiyonu ünvanını almaya hak kazandım. Gerçekten gurur verici…

Bir tırmanıcının sponsor bulması zor bir süreç belki ama hiç böyle bir arayışın oldu mu?

Evet sayısızca kez oldu ve halada arayışım devam ediyor. Bu gerçekten biz sporcuların spor kariyerini ve hedeflerini devam ettirebilmeleri açısından çok önemli bir nokta. O kadar masraflı malzemelerimiz var ki, çoğu zaman tırmanış performansımdan çok, tırmanış ayakkabımın bana kaça ay daha dayanacağını düşünürken buluyorum kendimi yada magnezyum tozuyla bir ay daha idare edebilir miyim gibi basit görünen ama biz tırmanıcılar için hayati önem taşıyor. Umarım bizlere bu gereksinimlerimizi karşılayabilme noktasında sponsorluk desteği verebilecek kişiler, kurumlar yada kuruluşlarla bir araya gelip, hedeflerimiz doğrultusunda iş birliği sağlayabiliriz.

İlk katıldığın yarışma olan TED Boulder Cup yarışması nasıl bir deneyimdi?

Bu yarışma 2016 yılında, yani benim tırmanışa başlamamdan yaklaşık 1 yıl sonra düzenlenmişti ve birkaç kategoriden oluşuyordu. Türkiye’deki önemli tırmanıcılarımızdan Evren Karadağ Yılmaz ve Uğur Yılmaz önderliğinde düzenlenmiş çok güzel bir organizasyondu, büyülü bir ortamdı adeta… Rotaların güzelliği, seyircinin coşkusu ve hediyeler hepsi çok motive ediciydi. Tırmanışta 2 yılını doldurmamış kişiler için “Çiçeği Burnunda” kategorisi vardı, bende bu kategoride birinci olmuştum. Kürsüde olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadığım ilk yarışmaydı. Aynı zamanda beni gelecek yarışmalara karşı kamçılayan ilk yarışmaydı. Bu yüzden bendeki yeri hep ayrıdır.

Yaşadığın bir kaza veya sakatlık oldu mu ?

Çok ciddi kaza ve sakatlıklar geçirmememe rağmen, kendimi zorlamaktan alıkoyamadığım için düzenli olarak ufak tefek sakatlıklar geçirdim. İyileşmeyi beklemek konusunda biraz sabırsız olduğum için bu sakatlıklar hep kronik olarak kaldı. Tabi lütfen sizler benim bu yaptığımı yapmayın. Profesyonel olmaya çalışan bir sporcu için hiç profesyonelce bir yaklaşım değil bunun farkındayım. Yapılmaması gereken çok yanlış bir davranış ve iyileşme süreçlerimi artık doktorumun tavsiye ettiği gibi devam ettiriyorum.

Sürekli daha başarılı olmaya devam etmek, tırmanışın eğlencesini alıp götürdüğü zamanlar oluyor mu?
Daha başarılı olmayı istemek, bence elde ettiğin başarılardan sonra doğalında ilerleyen bir süreç. Yani kendi potansiyelini ve yapabildiklerini gördükçe, elinde olmadan daha da fazlasını bekliyorsun kendinden. Yaptığın şeyi severek ve keyif alarak yapmak ile başarı arasında çok büyük bir doğru orantı var bence. Bazen benimde yapamadığım rotalar karşısında canımı sıktığım zamanlar oluyor ve haliyle o anki tırmanışın verimsiz ve keyifsiz ilerliyor. Bu yüzden bu dengeyi yakalamak kendi elimde olduğunu düşünüyorum. Başarılı olmayı isteyebiliriz ama kendimizi bunaltmadan yaptığımız işe karşı olan heyecanı ve sevgiyi tüketmeden. Yeri geldiğinde durmayı, bir şeylerin yoluna girmesini beklemeyi bilmek ile bazen de devam edip olabildiğince yüklenmeyi dengelemeye çalışıyorum.

Rotalarını beğendiğin bir rota yapıcı var mı?

Rotalarını beğendiğim birçok rota yapıcı var. Uğur Yılmaz, Zorbey Aktuyun, Arda Uruluer ve Efe Can Sevil bunların başında gelen isimlerden ve tırmanış sporuna sonsuz katkılar sağlamış, halada sağlamaya devam eden değerli insanlar. Ama son zamanlarda özellikle modern boulder stili üzerine, kendisini çok geliştirdiğini düşündüğündüm bir isim, Ahmet Güner. Gerçekten uluslararası güncel tırmanış haberlerini yakından takip edip bu konuda sürekli olarak kendisini geliştirmeye çalışan, aynı zamanda da tırmanış sakatlıkları üzerine yoğun mesailer harcayan önemli bir fizyoterapist, tırmanıcı ve rota yapıcı. Türkiye koşullarında elinden geldiğince ve imkanlar el verdiğince modern bouldering sporunun hakkını verecek rotalar yapıyor. Rotalarını merak edenler Duvar X tırmanış salonunda deneme fırsatı bulabilir.

Gelecek hedeflerin neler?

Türkiye Dağcılık Federasyonu tarafından düzenlenen yarışmalarda başarı elde etmek. Türkiye’de ki özel tırmanış salonları tarafından düzenlenen yarışmalarda başarı elde etmek. Yurt dışında düzenlenen uluslararası yarışmalarda ülkemizi temsilen başarı elde etmek. Türkiye ve yurtdışındaki tırmanış bahçelerinde yüksek seviyelerdeki rotaları projelemek ve çıkmak. Ziyaret edilen tırmanış bölgelerinde yeni rota açma işlemleri yapmak. Ülkemizde tırmanış sporunun bilinirliğini arttıracak projelerde bulunmak ve son olarak ileride bir tırmanış antrenörü olarak yeni şampiyonlar yetiştirmek diyebilirim.

Son olarak ne söylemek istersin?

Sanırım son olarak şunu söylemek istiyorum; koşullar ne olursa olsun, sevdiğimiz işin ve uğraşların peşinden koşup devam ettirelim. Bizi hayatta canlı tutacak ve mutlu olmamızı sağlayacaktır. Aynı zamanda sevdiğin şeyi yaptığın sürece başarısız olmanın ve bu yolda devam etmemenin imkanı yok.

, , , , , , , , , , ,

kadirxyilmaz

1987 İstanbul doğumluyum. Şehir merkezinde doğup büyümüş pek çok kişi gibi, gerek yaşadığım il çevresinde, gerekse yurt içi ve yurt dışında doğada yapılan tüm sporları merak ve ilgi ile takip etmişimdir. Bu merak ve ilginin temelini “Doğa ve Doğada Yaşam” sevgisi oluşturmaktadır. 2013 yılında kanyonlarla tanıştıktan sonra, yaşadığım heyecanı yıllar içinde kaybetmeden kanyon sporunu hayatımın merkezine koydum. Gerek almış olduğum temel kanyon sporu eğitimi, gerekse “V7 Canyoning Academy” online kanyon sporu kurslarına katılıp ve kanyon geçişleri sırasında uygulayarak tecrübe ettiğim tüm bilgilerilerin ışığında kanyon sporu eğitimi verip, kanyon geçişlerinde rehberlik yapmaya başladım. Böylece, keyif ile gerçekleştirdiğim bu hobiyi meslek haline getirip yaşamımda vazgeçemeyeceğim bir sayfa açmış oldum. Kanyon sporu eğitmenliğine paralel olarak teknik bir profesyonel iş dalında da ilerleme kararımdan sonra, “IRATA” eğitimini başarıyla tamamladım ve L1 iple erişim teknisyeni oldum.
benibul

Beni Bul

İple erişim hizmetleri, kanyon sporu eğitimi ve kanyon geçişleri için iletişime geçip, detaylı bilgi alabilirsin.

Telefon & WhatsApp: +90 (553) 665 44 26

Projeniz İle İlgili Problemleri Çözelim

Standart veya geleneksel yöntemler ile yapılamayan ya da astronomik maliyeti yüzünden çözülemeyen problemlerinizi iple erişim tekniklerini kullanarak çözüyor ve böylece işiniz planladığınız zaman içerisinde tamamlanmış oluyor.

Kanyon Sporu Eğitimi İle Hayallerine Ulaş

Kanyon sporu her geçen gün gelişmekte ve eğitimler bu doğrultuda güncellenmektedir. Kanyonların keşfini, boltlamasını, teknik raporunu ve haritalandırmasını yaparak tutkulu bir kanyon sporcusu olabilirsin!

Butik Kanyon Geçişleri İle Maceraya Katıl

Tadı damağınızda kalacak kanyon geçişlerine hazır olun! Kuru ve sulu kanyonları geçerek hayatınıza yeni bir bakış açısı katın ve ekip ruhunu yakalayın. Disiplin ve eğlencenin başrolde olduğu kanyon geçişleri seni bekliyor.

benibul